O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Bazı hesaplamalar yapmaktayım.
- I've been doing some calculations.
Bazı hesaplamalar yapmaktayım.
- I've been doing some calculations.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
DNA testi onu tüm suçlamalardan kurtardı.
- The DNA test cleared him of all charges.
Tüm suçlamalarla ilgili temizlendin.
- You've been cleared of all charges.
Ben insanların sayısını sayıyorum.
- I'm counting the number of people.
Seni tekrar görünceye kadar dakikaları sayıyorum.
- I'm counting the minutes until I see you again.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
- Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
Ben saymayı durdurdum.
- I've stopped counting.
Ben şimdi Fransızca 1'den 100'e kadar sayabilirim. Vay bu harika. Peki 100'den 1 kadar geriye doğru saymaya ne dersin? Hayır, o benim için hala imkansız.
- I can count from 1 to 100 in French now. Wow, that's great. How about counting backwards from 100 to 1? No, that's still impossible for me.
Abaküsler hesaplama aracıdır.
- Abacuses are counting devices.
Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı.
- Tom was counting on Mary to help him get ready for the party.