Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
 - I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
 - What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
 - Tom majored in literature at the university.
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
 - Tom decided to major in French.
Tom bir müzik majörü değil.
 - Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
 - I was an English major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
 - Major Anderson was ready to stop fighting.
Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.
 - Smoking is the major cause of lung cancer.
O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
 - She spends a major part of her income on food.