İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
- What are some similarities among ethnic groups?
Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?
- Do you see any similarities?
Biz bir taşa çok benzeyen bir tür zehirli kurbağa inceliyoruz.
- We study a species of poisonous frog very similar to a stone.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Biz aslında oldukça benzeriz.
- We're actually quite similar.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
- We are so similar and so different at the same time.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.
Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz.
- We too have a similar approach.
... to working toward, uh, getting--getting a similar bill through the Senate as well. It's ...
... York where they're essentially setting up schools -- similar to ...