Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
- You have to show compassion to your girl.
Tom çok merhametliydi.
- Tom was very compassionate.
Senin şefkatin nerede?
- Where is your compassion?
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.
- Tom's lack of compassion surprised Mary.
Burada merhamet yok, Pinokyo. Senin canını bağışlıyorum. Harlequin senin yerine yanmalı. Ben acıktım ve akşam yemeğim pişirilmeli.
- There is no mercy here, Pinocchio. I have spared you. Harlequin must burn in your place. I am hungry and my dinner must be cooked.
Sadece zavallı karıma acımalısın.
- You just have to have mercy on my poor wife.