Tom is a regular blood donor.
- Tom düzenli bir kan bağışçısı.
Tom registered to become an organ donor.
- Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.
We must not take anything for granted.
- Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
Thank you very much for your generous donation.
- Cömert bağışın için çok teşekkür ederim.
The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
- Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
- Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
- Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
I'm giving my old books away.
- Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
Tom donates half his salary to his favorite charity.
- Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.
Tom contributed a lot of money to the charity.
- Tom yardım kurumuna çok para bağışladı.
They are collecting contributions for the church.
- Kilise için bağış topluyorlar.
We hope someone endows the new university building.
- Umarım biri yeni üniversite binasına bağışta bulunur.
She is endowed with beauty.
- Güzellik ona bağışlanmış.