My grandmother likes to weave things.
- Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.
- Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle.
- Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.
Granny is exercising.
- Büyükanne egzersiz yapıyor.
Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
- Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
We found a recipe for grandma's cookies .
- Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.
The red umbrella reminded her of her grandma.
- Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.
My grandmother gave me more than I wanted.
- Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.
My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
- Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
My grandmother goes for a walk in the evening.
- Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
My grandmother gave me more than I wanted.
- Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.