Otomobiller fabrikalarda yapılır.
- Automobiles are made in factories.
O otomobili satın alacak mısınız?
- Are you going to buy that auto?
Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
- She was killed in an automobile accident.
Bu otomatik bir kapıdır.
- This is an automatic door.
Otomatik kapı açıldı ve Tom içeri girdi.
- The automatic doors opened and Tom got in.
Bu kendiliğinden olur.
- It happens automatically.
Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.
- Crises do not automatically produce the right recipes against them.
Ödünç para alırsam özerkliğimi kaybedeceğim gibi hissediyorum.
- If I borrow the money, I feel like I'll lose my autonomy.
Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
- Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
- Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
- Wisdom does not automatically come with age.