ausreichend

listen to the pronunciation of ausreichend
ألمانية - التركية
الإنجليزية - التركية

تعريف ausreichend في الإنجليزية التركية القاموس.

adequate
yeterli

Bu yemek iki kişi için yeterlidir. - This meal is adequate for two.

Ödeme altı kişilik bir aile için yeterli değildir. - The pay is not adequate for a family of six.

enough
{s} kâfi

O şimdilik kâfi gelecektir. - That will be enough for the time being.

adequate
(Bilgisayar) upuygun
adequate
kafi
adequate
(Ticaret) yetecek kadar
adequate
uygun

Ne yazık ki, Nuh'un gemisi ejderhalar, dinozorlar ve tek boynuzlular için uygun bir ortam değildi. - Sadly, Noah's ark was not an adequate environment for dragons, dinosaurs and unicorns.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim. - I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.

adequate
elverişli
adequate
gereksinimi karşılayacak kadar yeterli
adequate
adequately layıkıyle adequateness yeterlilik
adequate
ehven
enough
oddly enough işin tuhaf tarafı şu ki
enough
(zarf) yeterince, yeteri kadar
enough
{i} yeterli miktar

Burada yeterli miktara sahibiz. - We've got enough here.

Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır. - It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.