Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.