at any time, particularly used as an intensifier

listen to the pronunciation of at any time, particularly used as an intensifier
الإنجليزية - التركية

تعريف at any time, particularly used as an intensifier في الإنجليزية التركية القاموس.

ever
şimdiye kadar

Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır! - Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.

ever
gelmiş geçmiş

O gelmiş geçmiş en cesur askerdir. - He is the bravest soldier that ever lived.

Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu? - How does it feel to be the best band ever?

ever
herhangi bir zamanda

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel. - If you are ever in Japan, come and see me.

Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum. - I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.

ever
eğer

Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu. - If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!

Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir. - If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.

ever
haçansa
ever
hiç

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü? - Have you ever seen Tokyo Tower?

ever
hep

Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer. - I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.

Çok param vardı ama hepsini harcadım. - I had a lot of money, but spent everything.

ever
daima yanan
ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
ever
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
ever
everand anon arada sırada
ever
gitgide
ever
ever burning hiç sönmeyen
ever
giderek
ever
ebedi ever more
الإنجليزية - الإنجليزية
ever
at any time, particularly used as an intensifier
المفضلات