arbeitsam

listen to the pronunciation of arbeitsam
ألمانية - التركية
{'arbaytza: m} çalışkan
'arbaytza: m çalışkan
الإنجليزية - التركية

تعريف arbeitsam في الإنجليزية التركية القاموس.

hardworking
{s} çalışkan

Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır. - Mr Kondo is the most hardworking in his company.

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor. - The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.

industrious
{s} çalışkan

Çalışkan olmadan başarılı olamazsın. - You cannot succeed without being industrious.

O gayretli ve çalışkandır. - He's industrious and hard working.

hardworking
çok çalışkan

Tom çok çalışkan bir öğrencidir. - Tom is a very hardworking student.

Tom çok çalışkan değil. - Tom isn't very hardworking.

industrious
{s} hamarat
industrious
{s} gayretli

O gayretli ve çalışkandır. - He's industrious and hard working.

O, gayretli olmadıkça yeni projesinde başarısız olabilir. - He might fail in his new project unless he is industrious.

hard-working
çok çalışkan

Çinliler çok çalışkan bir halktır. - The Chinese are a hard-working people.

Mary çok çalışkan bir kadın. - Mary is a very hard-working woman.

laborious
yorucu
hard-working
Çalışkan, azimli
hard-working
Çalışkan

Kunduzlar çalışkan hayvanlardır. - Beavers are hard-working animals.

Tom'un karısı çalışkandır. - Tom's wife is hard-working.

hardworking
{s} gayretli
hardworking
{s} hamarat
hardworking
{s} çok çalışan
hardworking
{s} ateş gibi
industrious
industriouslyçalışkanlıkla
laborious
{s} zahmetli, emekli, yorucu
ألمانية - الإنجليزية
industrious
hardworking
laborious
plodding
ploddingly
hard-working