تعريف an automobile car, carriage, truck, etc في الإنجليزية التركية القاموس.
- auto
- otomobil
Otomobil elektrikle çalışır.
-The automobile runs on electricity.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
-Automobiles replaced carriages.
- auto
- Otomatik
Otomatik kapı açıldı ve Tom içeri girdi.
-The automatic doors opened and Tom got in.
Bu otomatik bir kapıdır.
-This is an automatic door.
- auto
- oto-
- auto
- araba
Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
-We are producing spare parts in an automobile factory.
Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
-She was killed in an automobile accident.
- auto
- kendinden
- auto
- önek kendi kendine
- auto
- araba ile gezmek
- auto
- i., k.dili. oto, otomobil
- auto
- pref. kendi kendine
- auto
- kendiliğinden hareket eden
- auto
- otomobille gezmek
- auto
- ABD otomobil
- auto
- (Tıp) Kendi kedine, kendiliğinden hareket müstakilen
- auto
- kendi
1970'lerin otomotiv endüstrisinde Japonya kendi oyununda ABD'yi yendi.
-In the automotive industry of the 1970's, Japan beat the U.S. at its own game.
Bu kendiliğinden olur.
-It happens automatically.
- auto
- (Anatomi) kendi örn: autokton (autochton) : kendi zemininde olan
- auto
- oto
Otomobil elektrikle çalışır.
-The automobile runs on electricity.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
-Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف an automobile car, carriage, truck, etc في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- auto