Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Altı çizili sözcükleri düzeltin.
- Correct the underlined words.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
O, lafla peynir gemisi yürümeyeceğini kanıtladı.
- He proved that actions speak louder than words.
Evlendiğinde ve çocukların olduğunda lafla peynir gemisi yürümediğini fark edeceksin.
- When you get married and have kids, you'll realize that actions speak louder than words.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
They had words at the bar, but I don't know what about.