Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.
 - On hearing the whistle, they started at full speed.
Gemi keskin bir düdükle limandan ayrıldı.
 - With a piercing whistle, the ship sailed from the port.
Tom bir düdük çıkardı ve onu üfledi.
 - Tom pulled out a whistle and blew it.
O yürürken ıslık çaldı.
 - He whistled as he walked.
O, bir melodiyi ıslıkla çalmaya başladı.
 - He began to whistle a tune.