Önümüzde yoğun bir hafta var.
 - We have a hectic week ahead of us.
Mary'nin yoğun bir programı var.
 - Mary has a hectic schedule.
Günlük yaşam, yoğun, telaşlı ve bazen ezici olabilir.
 - The daily life can be busy, hectic and sometimes overwhelming.
Tom telaşlı bir hayat sürüyor.
 - Tom leads a hectic life.
Boston'daki o hafta oldukça heyecanlıydı.
 - That week in Boston was pretty hectic.
O biraz heyecanlıydı.
 - It was a little hectic.
Pazartesi günü çok hareketliydi.
 - Monday was so hectic.
Tom'un hareketli bir programı var.
 - Tom has a hectic schedule.