Bay Hasimoto bize karşı adil.
 - Mr. Hashimoto is fair to us.
Onlar da başkalarına adil olmalıdır.
 - They should also be fair to others.
O oldukça makul bir fiyat.
 - That's a fairly reasonable price.
Bunu için makul bir fiyat ödedik.
 - We paid a fair price for it.
Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
 - Tom is a fairly decent golfer.
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşur değil mi?
 - Tom speaks French fairly well, doesn't he?
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
 - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
O bütün ülkenin en güzeliydi.
 - She was the fairest in the whole land.
Yaşam adil değil ama hala güzel.
 - Life isn't fair, but it's still good.
Öğretmen, sınavlarımızda not verirken çok adildi.
 - The teacher was very fair when she marked our exams.
Bu çok adil değil, değil mi?
 - That's not very fair, is it?