a-small-room

listen to the pronunciation of a-small-room
الإنجليزية - التركية

تعريف a-small-room في الإنجليزية التركية القاموس.

cupboard
dolap

Mary akşam yemeği pişirmeye gittiğinde, dolaptaki patateslerinin çimlenmiş olduğunun farkına vardı. - When Mary went to cook dinner, she found that her potatoes had sprouted in the cupboard.

Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu. - Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.

cupboard
{i} büfe
small room
küçük oda
cupboard
a skeleton in his cupboard şerefine halel getirecek sır
cupboard
{i} yüklük
this room is too small
bu oda çok küçük
الإنجليزية - الإنجليزية
cupboard
small room
tiny room, small-sized bedroom