Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim.
 - I agree with you to a certain extent.
Ne ölçüde ona güvenilebilir?
 - To what extent can he be trusted?
Söylenti bir dereceye kadar doğru.
 - The rumor is true to some extent.
Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz.
 - To some extent, you can control the car in a skid.
Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.
 - It is important to recognize the extent of one's ignorance.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
 - Layla's letters revealed the extent of her racism.
Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.
 - I accept what you say to some extent.