I don't think Tom is particularly handsome.
 - Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
I'm not particularly keen on this kind of music.
 - Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
We want Kylie Minogue to come to Turkey, especially Gaziantep.
 - Kylie Minogue'nun Türkiye'ye, özellikle Gaziantep'e gelmesini istiyoruz.
Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
 - Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
I am pleased with this vivid portrait in particular.
 - Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
I have nothing in particular to do tomorrow.
 - Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
I, for one, don't like pictures like this.
 - Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.
North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.
 - Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.
I'm particularly impressed that Tom could remember all of our names.
 - Tom'un tüm isimlerimizi hatırlayabilmesinden özellikle etkilendim.
This bookstore deals exclusively in old and rare books.
 - Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.
She is reputable, rational and above all pretty.
 - O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
 - Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.