I killed the rat with a stick.
- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
Stir the paint with a stick.
- Boyayı bir çubuk yardımıyla karıştır.
We need new curtain rods.
- Yeni perde çubuklarına ihtiyacımız var.
The girl exercised on the parallel bars.
- Kız paralel çubuklarda egzersiz yaptı.
This steel bar must be tempered.
- Bu çelik çubuk sertleştirilmeli.
Rice is usually eaten with chopsticks in Japan.
- Pirinç pilavı Japonya'da genellikle çubukla yenir.
Lucy can't use chopsticks.
- Lucy yemek çubuklarını kullanamaz.
For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
Mary conducted the orchestra using a baton.
- Mary bir çubuk kullanarak orkestrayı yönetti.
Lucy can't use chopsticks.
- Lucy yemek çubuklarını kullanamaz.
Tracy had never used chopsticks before then.
- Tracy daha önce yemek çubuklarını hiç kullanmamıştı.