çizilmiş

listen to the pronunciation of çizilmiş
التركية - الإنجليزية
plotted
lined
drawn

This circle was drawn by a compass. - Bu çember bir pusulayla çizilmiş.

Tom entered the room with his gun drawn. - Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.

cancelled
sketched
çiz
{f} draw

Tom said he would draw a map for her if necessary. - Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.

NB: This was drawn a long time ago so the quality is low. - NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.

çiz
cross out

Cross out the incorrect words. - Yanlış kelimeleri çiziniz.

Cross out all the wrong answers. - Tüm yanlış cevapların üstünü çiz.

elle çizilmiş
free-hand
çiz
{f} drawing

She is drawing a picture. - O, bir resim çiziyor.

There were some guests waiting in the drawing room. - Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.

çiz
{f} drawn

Tom entered the room with his gun drawn. - Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.

NB: This was drawn a long time ago so the quality is low. - NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.

çiz
{f} lined
çiz
{f} plotted
çiz
plot

I think they're plotting something. - Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.

iletki ile çizilmiş
protracted
içine çizilmiş
inscribed
karakalem ile çizilmiş
pencilled
mürekkeple çizilmiş
pen and ink
perspektife dikkat ederek çizilmiş
perspectival
perspektife dikkat ederek çizilmiş
perspective
taslağı çizilmiş
(Hukuk) outlined
التركية - التركية
çizik
ÇİZ
(Osmanlı Dönemi) f. Şey. Nesne
çizilmiş
المفضلات