The only room available is a double.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
I've worn out two pairs of shoes this year.
- Bu yıl iki çift ayakkabı eskittim.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
I think we're even now.
- Sanırım biz şimdi çiftiz.
Twelve is an even number.
- On iki, çift bir sayıdır.
I have dual citizenship.
- Benim çifte vatandaşlığım var.
I want my children to have dual citizenship.
- Çocuklarımın çifte vatandaşlığa sahip olmasını istiyorum.
Tom caught a couple of large trout yesterday.
- Tom dün bir çift büyük alabalık yakaladı.
Tom has a couple of tattoos, doesn't he?
- Tom'un bir çift dövmesi var, değil mi?
A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
- Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
My parents also have a farm.
- Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
His parents were farmers.
- Onun ailesi çiftçiydi.
I'd like a twin room, please.
- Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.
Duplicates of this sentence have been deleted.
- Bu cümlenin çiftleri silindi.
More and more married couples share household chores.
- Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.
They sound like a married couple.
- Onlar evli bir çift gibi görünüyor.
Sami and Layla were an ambitious young couple.
- Sami ve Leyla hırslı bir genç çiftti.
He works on the farm from morning till night.
- Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
- Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.