çünkü

listen to the pronunciation of çünkü
التركية - الإنجليزية
because

I called a cab, because it was raining. - Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.

Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh? - Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

for

Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years. - Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

by reason of
because, for, inasmuch as
forwhy
'cos
inasmuch as
since

The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects. - Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.

Yesterday I stayed home, since I had absolutely no desire to go out. - Dün evde kaldım, çünkü dışarı çıkmak için kesinlikle hiç isteğim yoktu.

just because

He lost his position just because he refused to tell a lie. - Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.

as
in that
'cause
(İnşaat) on the grounds that
inasmuchas
nedeniyle çünkü
by reason of
çünki
because
التركية - التركية
Şundan dolayı, şu sebeple
Şundan dolayı, şu sebeple: "Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim, çünkü faydasızdır."- Ö. Seyfettin
çün
ÇÜNKİ
(Osmanlı Dönemi) f. Zira, şundan dolayı ki, şuna binaen ki, şu sebebden ki