Tom balıkçılık hakkında bir şey bilmiyor.
- Tom doesn't know a thing about fishing.
Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
- The economy of the island is dependent on the fishing industry.
Balık avına gitmeliydim.
- I should've gone fishing.
O bir balık avı gezisine gitti.
- He went on a fishing trip.