Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.
 - Mr Johnson is not a scholar but a poet.
Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
 - The eloquent scholar readily participated in the debate.
İnsanlar onu büyük bir bilgin olarak düşünüyorlar.
 - People thought him to be a great scholar.
O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.
 - That scholar made a great scientific discovery.
O bir alim ve şairdir.
 - She is a scholar and poet.
O şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir alimdir.
 - He is as great a scholar as ever lived.
Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.
 - This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.
Burslar artık geçen yıl olduğu gibi bu yaz aynı öğrencilere verilmedi.
 - This summer, no scholarships were awarded to students who received one last year.
A Shakespearean scholar.