(usually auntie) a grandmother

listen to the pronunciation of (usually auntie) a grandmother
İngilizce - Türkçe

(usually auntie) a grandmother teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

aunt
hala

Babam bana halasının adını verdi. - My father named me after his aunt.

Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı. - The woman who he thought was his aunt was a stranger.

aunt
teyze

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı. - Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.

Teyzeciğim kötü hissediyor. - My aunty is feeling sick.

aunt
{i} hala: She is my paternal aunt. O benim halam
aunt
{i} yenge: Aunt Aliye is my uncle's
aunt
{i} teyze: She is my maternal aunt. O benim teyzem
aunt
yenge

Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu. - Sami lived with his aunt.

Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir. - My mother's brother's wife is my aunt.

aunt
bibi
aunt
eme
İngilizce - İngilizce
aunt