çenem

listen to the pronunciation of çenem
Türkçe - İngilizce

çenem teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

çene
chin

I hit him on the chin. - Onun çenesine vurdum.

The boy caressed the girl's chin and kissed her cheek. - Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.

çene
jaw

You nearly broke my jaw. - Neredeyse çenemi kırdın.

He got a broken jaw and lost some teeth. - Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

çene
jole
çene
chinwag
çene
jowl
çene
chop
çene
(boks) glass jaw
çene
jawbones
Çene
(Tıp) genion
çene
part of the face located in the center below the mouth; jaw
çene
jaw bone
çene
chinwag; eloquence
çene
talkativeness, garrulity
çene
chin; jaw; talkativeness, jaw, garrulity, loquacity, chinwag; the gift of the gab
çene
chitchat
çene
jaw (of a vise or clamp)
çene
mandible; gab
çene
{i} gab
çene
{i} mandible
çene
{i} eloquence
çene
{i} chap
çene
(Anatomi) gnath
Türkçe - Türkçe

çenem teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

çene
Omurgasız hayvanlarda buna benzeyen yapı
çene
Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe
çene
Mengene veya kerpeten gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
çene
Köşe
çene
Köşe, kenar, uç
çene
Omurganın yukarı doğru kıvrılan ilk kısmı, bodoslamayla birleştiği köşe
çene
Başın en alt bölgesinde, ağızın alt kısmının olduğu bölge
çene
Omurgalılardan kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça
çene
Çok konuşma huyu
çene
Omurgalılardan kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça: "Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu."- H. E. Adıvar
çene
Mengene veya kerpeten gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı parçasından her biri
çene
süksün