yakın zamanda

listen to the pronunciation of yakın zamanda
Türkçe - İngilizce
newly
in the near future

We wish to invite Peter to Japan in the near future. - Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.

1. not long ago, recently. 2. soon, in a short time
soon

I don't think things will change anytime soon. - İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.

It doesn't look as if that's going to happen any time soon. - Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor.

recently

It happened quite recently. - O, oldukça yakın zamanda oldu.

Tom and Mary got married very recently. - Tom ve Mary çok yakın zamanda evlendiler.

in recent times
anytime soon
imminently
{s} lateen
yakın zamanda olma
recency
en yakın zamanda
soon