uyuyakalmak

listen to the pronunciation of uyuyakalmak
Türkçe - İngilizce
drop off
Oversleep, oversleep oneself
oversleep
Fall asleep, drop asleep, doze off, drop off
doze off
to drop asleep
drop asleep
oversleep oneself
fall asleep
uyu
{f} slept

That baby will have slept five hours by noon. - O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.

I can't take it anymore! I haven't slept for three days! - Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!

uyu
{f} sleep

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

Robin looks very cute when he's sleeping. - Robin uyurken çok sevimli görünüyor.

uyu
kip

My mother has a kip every afternoon. - Annem her öğleden sonra uyur.

I usually have a kip on Sundays. - Pazar günleri genellikle uyurum.

uyu
{f} sleeping

Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree. - Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

Robin looks very cute when he's sleeping. - Robin uyurken çok sevimli görünüyor.

uyu
get to sleep

It was too muggy for me to get to sleep last night. - Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.

Tom couldn't get to sleep till after three last night. - Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.

ağlarken uyuyakalmak
cry oneself to sleep
ağlaya ağlaya uyuyakalmak
weep oneself to sleep
uyu
lazy