underclothes

listen to the pronunciation of underclothes
İngilizce - Türkçe
iç çamaşır
iç çamaşırı
i., çoğ. iç çamaşırlar
iç çamaşırlar
{i} iç çamaşırları
iç giyim
small
{s} ufak

Aslında, ufak bir şikayetim var. - Actually, I do have one small complaint.

Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık. - During the vacation my sister and I stayed at a small village at the foot of Mt. Fuji.

small
{s} küçük

Hollanda küçük bir ülkedir. - Holland is a small country.

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu. - He lived in a small town nearby.

small
{s} hafif
small
{s} mütevazi
small
ufak parça
small
çok bencil
small
mütevazı
small
ufak ufak
small
küçük küçük
small
{i} dar kısım
small
{s} minik
small
{s} cömertlikten yoksun, yalnızca kendi çıkarlarını düşünen, çok bencil
small
{i} arka

Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var. - There's one small cat hiding behind the car.

Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi. - Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.

small
small arms tabanca gibi ufak silahlar
small
{s} küçücük
small
bir şeyin ince yeri
small
{s} ufak tefek

Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey. - What you make is small potatoes compared to the boss's salary.

small
{s} mini
small
(sıfat) küçük, mini, ufak, minik, az, ufak tefek, küçücük, ufacık, basit, sıradan, önemsiz, fakir, zayıf, hafif, mütevazi
İngilizce - İngilizce
clothes worn next to the skin and underneath outer clothing
undergarment worn next to the skin and under the outer garments
Your underclothes are the items of clothing that you wear next to your skin and under your other clothes. from multi-patterned sweaters to attractive underclothes. = underwear. clothes that you wear next to your body under your other clothes = underwear
{i} underwear, undergarments
Clothes worn under others, especially those worn next the skin for warmth
small
underclothes