Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.
Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.
- We had to come back soon because school was about to start.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- Do you want to come back to my office?
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.
- Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede geri gel.
- Please come back as soon as possible.
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out as long as you come back soon.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
... come back to that. ...
... Now I want to come back to that last point in a second. ...