the burden of a ship; a cargo

listen to the pronunciation of the burden of a ship; a cargo
İngilizce - Türkçe

the burden of a ship; a cargo teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

last
son

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03 - Date of last revision of this page: 2010-11-03

Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim. - The last time I went to China, I visited Shanghai.

last
{f} sürmek

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi. - Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.

last
{s} geçen

Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu. - Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.

Geçen yıl Londra'ya gittik. - We went to London last year.

last
{f} dayanmak
last
bitmemek
last
son olarak

Son olarak o Amerika'ya gitti. - Lastly, she went to America.

Son olarak ailemle birlikte Disneyland'a gittiğimden beri uzun zaman oldu. - It has been so long since I last went to Disneyland with my family.

last
herkesten sonra
last
en son

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim. - The last time I went to China, I visited Shanghai.

last
herşeyden sonra
last
{f} sür

Konuşma otuz dakika sürdü. - The speech lasted thirty minutes.

Yağmur beş gün sürdü. - The rain lasted five days.

last
{i} ölüm

Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı. - Tom had a near death experience last summer.

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

last
en sonra
last
{i} kundura kalıbı
last
sonuncu olarak
last
(zarf) son, sonunda, sonuç olarak, son kez, son olarak
last
en nihayet
last
gayet
last
son kez

Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez. - I'll lend you money, but mind you, this is the last time.

O, son kez yaptığından daha iyi yaptı. - He has done better than last time.

last
son mudafaa
İngilizce - İngilizce
last
the burden of a ship; a cargo