location in which the steel under negotiation is created

listen to the pronunciation of location in which the steel under negotiation is created
İngilizce - Türkçe

location in which the steel under negotiation is created teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

origin
{i} köken

Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir. - When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.

Kökeni ne olursa olsun, Sevgililer Günü'nün uzun ve romantik bir öyküsü vardır. - Whatever the origin is, Valentine's Day has had a long and romantic history.

origin
{i} menşe

Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder. - The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.

origin
(Denizbilim) köker
origin
kökenli

Rusça'da yabancı kökenli isimler genellikle bütünleşmeye dayanamaz. - In Russian, nouns of foreign origin generally don't succumb to integration.

Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir. - When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.

origin
kalkış noktası
origin
başnokta
origin
orijinli
origin
başlangıç

Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım. - I was hired originally to do another job.

Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi. - Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.

origin
orijin

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır. - This poem was originally written in French.

Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir. - The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.

origin
{i} köken, kaynak, asıl
origin
{i} başlangıç noktası
origin
{i} nesil, soy
origin
{i} doğuş

O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor. - He is studying the origin of jazz in America.

origin
{i} nereden

Bu söylentiler nereden kaynaklandı? - Where did such rumors originate?

Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim. - I must know where these quotations originate.

origin
{i} kök

Kökeni ne olursa olsun, Sevgililer Günü'nün uzun ve romantik bir öyküsü vardır. - Whatever the origin is, Valentine's Day has had a long and romantic history.

Ateşin kökeni bilinmemektedir. - The origin of the fire is unknown.

origin
(İnşaat) merkez, kaynak
origin
(Askeri) BAŞLANGIÇ NOKTASI: Atış anında, namlu ağzının merkezi
origin
{i} asıl

Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır. - Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.

Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi. - Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.

İngilizce - İngilizce
origin
location in which the steel under negotiation is created

    Heceleme

    lo·ca·tion in which the steel un·der ne·go·ti·a·tion I·s cre·a·ted

    Türkçe nasıl söylenir

    lōkeyşın în hwîç dhi stil ʌndır nîgōşieyşın îz krieytıd

    Telaffuz

    /lōˈkāsʜən ən ˈhwəʧ ᴛʜē ˈstēl ˈəndər nəˌgōsʜēˈāsʜən əz krēˈātəd/ /loʊˈkeɪʃən ɪn ˈhwɪʧ ðiː ˈstiːl ˈʌndɜr nɪˌɡoʊʃiːˈeɪʃən ɪz kriːˈeɪtəd/