friday, december 04, 1998

listen to the pronunciation of friday, december 04, 1998
İngilizce - Türkçe
Cuma, 4 Aralık 1998
created
(Bilgisayar) oluşturulma
created
yaratılan
created
(Bilgisayar) oluşturan
created
(Bilgisayar) yaratılma

Bütün insanlar eşit yaratılmaz. - Not all men are created equal.

Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür. - Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed.

created
(Bilgisayar) oluşturuldu

Tatoeba sitesi Japon bir adam tarafından mı oluşturuldu? - Was the Tatoeba site created by a Japanese guy?

Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu. - The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.

created
(Bilgisayar) yaratma

İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar. - Human beings are created to create things.

created
(Bilgisayar) yaratıldı

Edebiyattaki her kusursuz adam, her zaman bir kadının kalemi tarafından yaratıldı. - Every perfect man in literature has always been created by the pen of a woman.

Tom tüm insanların eşit yaratıldığına inanıyor. - Tom believes that all men are created equal.

created
(Bilgisayar) oluşturma
created
(Bilgisayar) oluşturma tarihi
created
(Bilgisayar) yaratma tarihi
created
yaratılmış

İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır. - Human beings were created in God's image.

Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir. - In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.

created
(Bilgisayar) oluşturulma tarihi
created
{f} yarat

Allah dünyayı yarattı. - God created the world.

354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı. - Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.

İngilizce - İngilizce
created