Bacon and eggs is his order.
- Onun siparişi pastırma ve yumurtadır.
I bought half a dozen eggs.
- Yarım düzine yumurta aldım.
The shell of an egg is easily broken.
- Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.
Egg yolk is one of the major sources of vitamin A.
- Yumurta sarısı önemli A vitamini kaynaklarından biridir.
Who cares whether Tom eats egg yolks or not.
- Tom'un yumurta sarısı yiyip yemediği kimin umrunda?
You know that I don't like eggs.
- Yumurtaları sevmediğimi biliyorsun.
Cows give us milk, and hens eggs.
- İnekler bize süt verir, ve tavuklar yumurtalar.
My son does not like fried egg.
- Oğlum sahanda yumurtayı sevmez.
Do you want fried eggs with bacon for breakfast?
- Kahvaltı için domuz pastırmalı sahanda yumurta istiyor musun?
Last one in is a rotten egg.
- Sona kalan çürük yumurta.
Tom threw a rotten egg at Mary.
- Tom Mary'ye bir çürük yumurta attı.