Dan çok şefkatli bir babaydı.
- Dan was a very caring father.
Rose sevgi dolu ve şefkatli bir bayan.
- Rose is a loving and caring lady.
she was caring.
Dan çok şefkatli bir babaydı.
- Dan was a very caring father.
Rose sevgi dolu ve şefkatli bir bayan.
- Rose is a loving and caring lady.
Kocam sevecen ve sempatik.
- My husband is loving and caring.
Tom'un uzun zaman önce düşündüğünü umursamayı bıraktım.
- I stopped caring about what Tom thinks a long time ago.
Kimse bu hastayı umursamıyor.
- No one is caring for this patient.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Tom büyük özenle kalktı.
- Tom rose with great care.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Beni sorunla ilgilenmek için tuttular.
- I've been hired to take care of the problem.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
Onun hiçbir kaygısı yok.
- He is free from care.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
- She takes care of her old mother.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.
- I don't need you to take care of me.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onun tasasız bir hayatı vardır.
- Her life is free from care.
She's a very caring person; she always has a kind word for everyone.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... To show up in support, nurturing, caring. ...