bitir

listen to the pronunciation of bitir
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) end

The referee blew his whistle to end the match. - Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early. - Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.

(Bilgisayar) end after
(Bilgisayar) break

Are you through with your breakfast? - Sabah kahvaltını bitirdin mi?

Having finished breakfast, I hurried to school. - Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.

end up

What did Tom end up doing? - Tom ne yapmayı bitirdi?

I never thought we'd end up like this. - Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.

pack up
top off
used up
use up
carry through
conclude

Tom concluded his speech with a proverb. - Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.

That concludes our business. - O, işimizi bitiriyor.

{f} finish

I'll be with you as soon as I finish this job. - Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

carry out
finished

Having finished my work, I left the office. - İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.

I've finished typing the report. - Raporu yazmayı bitirdim.

carry#out
carry#through
transact

Sami finished the transaction and left. - Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.

usedup
useup
kesme bitir
(Bilgisayar) break
Kürtçe - Türkçe
benzerlerine göre gelişmiş
azgın
bitir bûn
azgınlaşmak
bitir