Do you see a resemblance?
- Bir benzerlik görüyor musun?
She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
- Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental.
- Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.
There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
- Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
I see the similarities.
- Benzerlikler görüyorum.
What are some similarities among ethnic groups?
- Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
- Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
I see no analogy between your problem and mine.
- Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
- Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
The twin brothers are as like as two peas.
- İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.
If you feel there are several possible translations, note that for the same sentence, you can add several translations in the same language.
- Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.
I don't want you to make the same mistake I made.
- Yaptığıma benzer bir yanlışı yapmanı istemiyorum.
Tom and Mary bought matching shirts.
- Tom ve Mary benzer gömlekler satın aldılar.
We shall never see her match.
- Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.
What are some similarities among ethnic groups?
- Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
Malay has many similarities with Indonesian.
- Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
- Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
- Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.
I see no analogy between your problem and mine.
- Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.
The two brothers are very much alike.
- İki erkek kardeş birbirine çok benzer.
Great minds think alike.
- Büyük akıllar benzer düşünürler.
Tom's children all look alike.
- Tom'un çocuklarının hepsi benzer görünüyor.
All those flowers look alike.
- Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.
They are the spitting image of one another.
- Onlar birbirlerinin benzeri.
We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.
- Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.
Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.
- Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.
The kind of jokes you tell are very similar to the kind Tom tells.
- Anlattığın fıkraların türü Tom'un anlattığı türe çok benzer.