Tom'un kızmak için nedenleri vardı.
- Tom had reasons to be angry.
Tom kızmakta haklıydı.
- Tom had every right to be angry.
Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz?
- Why are you guys so angry?
Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Yumiko biraz kızmıştı.
- Yumiko was a little angry.
O, kendisine kızmıştı.
- He was angry with himself.
Bir vidayı gevşetmek için, sola çevirin.
- To loosen a screw, turn it to the left.
Tom vidaları küçük bir plastik torbaya koydu.
- Tom put the screws in a small plastic bag.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Nadiren kızgın ya da sinirli olur.
- He seldom gets angry or irritated.
Oldukça sinirli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Tom odayı öfkeyle terk etti.
- Tom left the room angry.
Hırdavatçıya git ve vidaları al.
- Go to the hardware store and get screws.
Bu vidaları sökmek istiyorsan bir tornavida kullanmalısın.
- If you want to unscrew these screws, you should use a screwdriver.
The broken glass left two angry cuts across my arm.
An angry mob started looting the warehouse.
Angry clouds raced across the sky.
He gets mad very easily.
- He easily gets angry.
It is completely natural for her to be mad.
- It is quite natural for her to get angry.
... and angry and fun and, like, we have this gigantic bridge that be drops down from the ...
... thunder? Are they angry at us?" ...