bakınmak

listen to the pronunciation of bakınmak
Türkçe - İngilizce
look around

During my childhood, I used to come here frequently, look around and think. - Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

She did nothing but look around. - O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.

look about
prov. to be examined by (a medical doctor, a midwife, etc.)
to look around, look about, gaze about, look in several directions (often used with etrafına)
bakın
see

You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses... - Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...

See the footnote on page 5. - Sayfa beşteki dipnota bakın.

bakın
look

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

No, thank you. I'm just looking around. - Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.

bakın
vide
dört yanına bakmak/ yana bakınmak
to look all around
etrafına bakınmak
to look around
merakla bakınmak
rubberneck
merakla bakınmak
rubber
oraya buraya bakınmak
poke about
Türkçe - Türkçe
Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
Muayene olmak
bakınma
Bakınmak işi