There is little chance of his winning.
- Onun az miktarda kazanma şansı vardır.
Poor as she was, she gave him what little money she had.
- O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
He's just gone on leave.
- O az önce izinli gitti.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.
Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
- Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve şimdi az önce gitti.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
Soon, the tea was ready.
- Az sonra çay hazırdı.
A few years ago, our room had little furniture in it.
- Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
A small amount of brandy is added to the whipped cream.
- Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
He would be paid a small amount of money.
- Az miktarda para ödenirdi.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
Tom got here shortly after 2:30.
- Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
I had so little time that I had to eat lunch in a hurry.
- O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.
We have little time to waste.
- Boşa geçirecek çok az zamanımız var.
We've only just begun.
- Sadece az önce başladık.
I have only just begun.
- Daha az önce başladım.