apart from

listen to the pronunciation of apart from
İngilizce - Türkçe
dışında

Anne ve babasının dışında, hiç kimse şüpheliyi savunmadı. - Apart from his parents, nobody would defend the suspect.

Birkaç hatanın dışında, kompozisyonun mükemmeldi. - Apart from a few mistakes, your composition was excellent.

-den başka
den ayrı
bir kenara bırakırsak
-den gayrı
sarfınazar edilirse
-den ayrı olarak
den başka
-i bir kenara bırakırsak
ile beraber
ile birlikte
bir yana
bunun yanısıra
bundan başka
başka

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor. - Apart from his parents, no one knows him very well.

sayılmazsa, sarfınazar edilirse, bir yana: He's a good man, apart from his drinking. İçki içmesini saymazsak iyi bir adam
-den ayrı
ayrıca
gayr
sarfınazar
sayılmazsa
apart
ayrı

O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor. - He lives apart from his parents.

Biz sadece iki haftayı ayrı geçirdik. - We've just spent two weeks apart.

apart
birbirinden ayrı: The two
apart
parçalar

Çocuk radyoyu parçalara ayırdı. - The boy took the radio apart.

O, bir saati parçalara ayırdı. - He took apart a watch.

apart
başka

Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor. - Apart from his parents, no one knows him very well.

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

apart
bir yanda
apart from this
bundan başka
apart
parçalar halinde
apart
uzakta

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı. - Tom needs to find an apartment not too far from where he works.

Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor. - Tom lives in an apartment not far from my place.

apart
uyuşmayan
apart
bölüm bölüm
apart
bağsız
apart
ayrılmış
apart from this
bundan başka,bundan ayrı
apart
parça parça

Şeyler parça parça oluyor. - Things are coming apart.

apart
set apart ayırmak
apart
müstakil bir şekilde
apart
drift apart sürüklenmek uzaklaşmak
apart
bağımsız olarak
apart
bir tarafa
apart
tedricen ayrı düşmek
İngilizce - İngilizce
except for; besides

All right, but apart from the sanitation, the medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, a fresh water system, and public health, what have the Romans ever done for us? - Life of Brian.

barring
With the exception of; besides: Apart from a few scratches, the car was undamaged
besides, except for, in addition to
apart

A handful of examples apart, an English preposition precedes its complement.

apart from

    Heceleme

    a·part from

    Türkçe nasıl söylenir

    ıpärt fırm

    Telaffuz

    /əˈpärt fərm/ /əˈpɑːrt fɜrm/

    Etimoloji

    [ &-'pärt ] (adverb.) 14th century. Middle English, from Middle French a part, literally, to the side.

    Ortak Eşdizimliler

    apart from this

    Videolar

    ... ALAN RUSBRIDGER: Apart from The Guardian. ...
    ... the world apart from America. ...