İngilizce - Türkçe
any of several breeds of very small dogs kept purely as pets teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- toy
- {i} çocuk oyuncağı
Çocuk oyuncağı nasıl sökeceğini biliyor.
-The boy knows how to disassemble the toy.
Çocuk oyuncağı istediği için çığlığı bastı.
-The child threw a tantrum because he wanted the toy.
- toy
- oyuncak
Oyuncak dükkânı kapandı.
-The toy store is closed.
Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
-He hid his toys under the bed.
- toy dog
- oyuncak köpek
- toy
- {f} with
- toy
- {f} önemsememek
- toy
- oyuncak gibi ufak şey
- toy
- küçük
Onun oyuncağı onun küçük kızkardeşi tarafından kırıldı.
-Her toy was broken by her little sister.
Çocuk, oyuncağı küçük kız kardeşinden aldı.
-The boy has taken the toy away from his little sister.
- toy
- ufak
- toy
- eğlenmek
- toy
- {f} -i yarı ciddi bir şekilde düşünmek
- toy
- (sıfat) oyuncak
- toy
- {i} önemsiz şey
- toy
- {f} ile oynamak, -i elinde evirip çevirmek
- toy
- toy shop oyuncakçı dükkânı
- toy
- {f} oynamak
Oyuncaklarıyla oynamak istemiyor.
-She doesn't want to play with her toys.
- toy
- oyna
Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.
-Bill often plays with toys by himself.
O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
-Don't play with that gun. It's not a toy.
İlgili Terimler
any of several breeds of very small dogs kept purely as pets
Heceleme
a·ny of sev·er·al breeds of ve·ry small dogs kept pure·ly as petsTürkçe nasıl söylenir
eni ıv sevrıl bridz ıv veri smôl dôgz käpt pyûrli äz petsTelaffuz
/ˈenē əv ˈsevrəl ˈbrēdz əv ˈverē ˈsmôl ˈdôgz ˈkapt ˈpyo͝orlē ˈaz ˈpets/ /ˈɛniː əv ˈsɛvrəl ˈbriːdz əv ˈvɛriː ˈsmɔːl ˈdɔːɡz ˈkæpt ˈpjʊrliː ˈæz ˈpɛts/
Resimler
Geçmiş
Favoriler