şaşırtıcı

listen to the pronunciation of şaşırtıcı
Türkçe - İngilizce
amazing

It is amazing; you should have won the prize. - Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.

It's amazing how much trouble Tom is able to get into. - Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.

intriguing
confusing

This explanation sounds confusing. - Bu açıklama şaşırtıcı gibi geliyor.

It wasn't confusing at all. - O tamamen şaşırtıcı değildi.

baffling
bewildering
spectacular
dazzling
surprising

Surprisingly enough, he turned out to be a thief. - Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

It's surprising that you haven't heard anything about her wedding. - Onun düğünü hakkında bir şey duymamış olman şaşırtıcı.

twisty
perplexing

Sami asked Layla a perplexing question. - Sami, Leyla'ya şaşırtıcı bir soru sordu.

surprising, astonishing, amazing, starting
startling

The changes are startling. - Değişiklikler şaşırtıcı.

Doctors have discovered some startling facts. - Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

incredible
astounding

The diversity of flowers in this area is astounding. - Bu alandaki çiçek çeşitliliği şaşırtıcıdır.

The results were astounding. - Sonuçlar şaşırtıcıydı.

rum
astonishing

The answer was pretty astonishing. - Cevap oldukça şaşırtıcıydı.

Your ignorance is astonishing! - Senin cehaletin şaşırtıcı!

colossal

Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss. - Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.

mind bending
puzzling

This is quite puzzling. - Bu oldukça şaşırtıcı.

I find this puzzling. - Bunu şaşırtıcı buluyorum.

staggering

Those numbers are staggering. - Bu sayılar şaşırtıcı.

The enemy suffered staggering casualities. - Düşman şaşırtıcı kayıplara maruz kaldı.

confused
striking

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties. - O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

unbelievable

Yes, that was amazing. Unbelievable! - Evet, o şaşırtıcıydı. İnanılmaz!

suprising
(Gıda) baffle
(deyim) hair raising
disconcerting
{i} stupefying
{i} nonplusing
{i} shocking

It's shockingly inexpensive. - Bu şaşırtıcı şekilde ucuz.

unaccountable
enigmatical
spiny
dynamite
{i} confounding
{i} mystifying
mindbending
şaşırtıcı biçimde
surprisingly

Surprisingly, he was good at singing. - Şaşırtıcı biçimde, şarkı söylemede iyiydi.

The stock market was surprisingly quiet today. - Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.

şaşırtıcı cevap
earful
şaşırtıcı değişim
switcheroo
şaşırtıcı fazlalık
embarrass de richesse
şaşırtıcı haber
eye-opener
şaşırtıcı haber
thunderbolt
şaşırtıcı kimse
corker
şaşırtıcı soru
poser
şaşırtıcı şey
puzzlement
şaşırtıcı şey
mind bender
şaşırtıcı şey
twister
Türkçe - Türkçe
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan: "Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi."- N. Cumalı
şaşırtıcı