Tüm bunlardan sonra, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilirler.
- After all, even the gods may err at times.
Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Bazen curve'ü carve ile karıştırıyorum.
- At times I confuse curve with carve.
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.