He found himself lying on a bench in the park.
- Kendini parkta bir bankta yatarken buldu.
She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
- O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
Our yacht club has ten members.
- Yat kulübümüzün on üyesi vardır.
Many yachts are in the harbor.
- Birçok yat limandadır.
I'm going to go and lie down.
- Gideceğim ve yatacağım.
Whenever I lie down on my bed and read a book, I fall asleep.
- Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.
What time do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?
I usually go to bed at nine.
- Genellikle dokuzda yatarım.