women acting together for change

listen to the pronunciation of women acting together for change
İngilizce - Türkçe
Kadınların birlikte değişim için hareket
watch
{f} bakmak

Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz. - We are apt to watch television, irrespective of what program is on.

watch
{f} gözlemek
watch
{i} dikkat etme

Diyetime dikkat etmeli miyim? - Should I watch my diet?

Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz? - Do we need to watch out for tigers around here?

watch
tarassut etmek
watch
nezaret etmek
watch
(Bilgisayar) gözle

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu. - She was watching TV with tears in her eyes.

watch
(Askeri) gemilerde beklenen nöbet
watch
(Askeri) vardıya
watch
-e göz kulak olmak
watch
gözetleme
watch
{f} izle

Pokémon izleyerek büyüdüm. - I grew up watching Pokemon.

Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum. - I like watching Code Lyoko.

watch
{f} kollamak
watch
{i} gözetleme, tarassut
watch
(Askeri) GÖREV SÜRESİ: Bak. "tour of duty"
watch
{f} gözetlemek
watch
{i} nöbetçilik, nöbet tutma
watch
{i} nöbet yeri/süresi
watch
{i} gözaltı
watch
{i} kol saati; cep saati
watch
{f} yolunu gözlemek
İngilizce - İngilizce
watch-
watch
women acting together for change

    Heceleme

    wo·men act·ing to·geth·er for change

    Türkçe nasıl söylenir

    wîmın äktîng tıgedhır fôr çeync

    Telaffuz

    /ˈwəmən ˈaktəɴɢ təˈgeᴛʜər ˈfôr ˈʧānʤ/ /ˈwɪmən ˈæktɪŋ təˈɡɛðɜr ˈfɔːr ˈʧeɪnʤ/