vaaz

listen to the pronunciation of vaaz
Türkçe - İngilizce
{i} sermon

Rabbi Tom gave the sermon on Friday night. - Haham Tom cuma gecesi vaaz verdi.

No sinner is ever saved after the first twenty minutes of a sermon. - Hiçbir günahkar bir vaazın ilk yirmi dakikasından sonra hiç kurtarılmaz.

homily
sermon; homily
preach

You're preaching to the choir. - Koroya vaaz veriyorsun.

He was preaching God's Word to a small group of believers. - Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor.

grind
preachment
vaaz vermek
preach

To preach is easier than to practice. - Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.

vaaz etmek
to preach
vaaz etmek
to give a sermon (to), preach to
vaaz verme
preaching
vaaz verme meraklısı
preachy
vaaz vermek
to preach
vaaz vermek
preach a sermon
vaaz çekmek
sermonize
vaaz çekmek
to preach
vaazlar
sermons

The pastor's sermons may bore you, but they are morally edifying. - Papazın vaazları seni sıkabilir fakat onlar ahlaken iyi örnektir.

sıkıcı vaaz
preachment
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Bak: Va'z
Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme
Cami, mescit gibi yerlerde yapılan dinsel konuşma
Cami, mescit gibi yerlerde yapılan dinî konuşma
mevize
vaaz etmek
Cami, mescit gibi yerlerde dinî konuşma yapmak
vaaz