As yet, I have not completed the sweater.
- Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.
As yet, the project is in the air.
- Proje şimdiye kadar kararlaştırılmamıştır.
He has written five books so far.
- Şimdiye kadar beş kitap yazdı.
So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
- Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
Has Tom found his keys yet?
- Tom şimdiye kadar anahtarlarını buldu mu?
Have you told your parents yet?
- Şimdiye kadar anne ve babana söyledin mi?
They ought to have arrived there by this time.
- Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
Where have you been until now?
- Şimdiye kadar neredeydin?
Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
- Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.