As yet, I have not completed the sweater.
- Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.
Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.
- Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
He has written five books so far.
- Şimdiye kadar beş kitap yazdı.
Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
- Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!
The colony has not declared independence as yet.
- Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.
Has Tom found his keys yet?
- Tom şimdiye kadar anahtarlarını buldu mu?
They ought to have arrived there by this time.
- Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
I didn't see you until now.
- Şimdiye kadar seni görmedim.
Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
- Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.