Dünyayı gezmek istiyorum.
- I want to travel around the world.
Dünyayı gezmek istiyorum.
- I would like to travel around the world.
Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?
- Do you like to travel by yourself?
Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
- Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
- I will be traveling in Europe for two months.
Zamanda yolculuk mümkündür.
- Time travel is possible.
Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
- The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
Ben aya seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel to the moon.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Dünya güneşin etrafında bir yörüngede hareket eder.
- The earth travels in an orbit around the sun.
Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
- Light travels much faster than sound.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Tom, Avrupa'da dolaşmak istiyor.
- Tom wants to travel around Europe.
Tom, Avrupa'da dolaşmak istedi.
- Tom wanted to travel around Europe.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
- I had a chance to travel abroad.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Yalnız seyahat etmek bir grupla gitmekten daha ilginçtir.
- It's more interesting to travel alone than to go on a group tour.
Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok.
- He doesn't have enough money to go travelling.
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
- I want to take a year off and travel around the world.
Tüm çevre kasabalardan insanlar lâhana salatası almak için Mary'nin çiftliğine gitti.
- People from all the surrounding towns traveled to Mary's farm to buy her coleslaw.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
- We've been traveling for three days.
Fadıl, Leyla'yı görmek için Kahire'ye gitti.
- Fadil traveled to Cairo to see Layla.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
- Tom travels abroad to see the world.
Birçok ülkeden gezgin geldi.
- The travelers came from many lands.
Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.
- The confused travelers realized they were headed toward the wrong town.
O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
- She provided the traveler with food and clothing.
Yolcular bir deniz kenarı otelinde kaldılar.
- The travelers stayed at a seaside hotel.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.
... join the Time Travelers Corp. So Jim has many exploits, heroic exploits in the annuls ...
... discovered in the nineteen eighties by travelers searching for a simple life ...